17 Şubat 2015 Salı

Özgecan Özelinde Adam Öldürme Suçu

Adam öldürme suçu her ne kadar Türk Ceza Kanununda kişilere karşı işlenen suçlar başlığı altında düzenlenmiş ise de bu suç tarihsel süreçte insanlığa karşı işlenen suçlar arasında düşünülmektedir. 

Kamuoyu gündemini birkaç gündür meşgul eden Özgecan olayı farklı yorumlara mahal vermiş olsa da olayın hukuki boyutu teknik incelenmediği için bugünkü yazımızı bu konuda yazmaya karar verdik.  
Yürürlükteki Türk Ceza Kanunu adam öldürme suçunu 5 ayrı maddede düzenlemiştir. 

81. madde suçun basit halini düzenlemiştir. Burada kullanmış olduğumuz basit ibaresi sakın bu suçu küçük bir suç olarak algılanmasına sebebiyet vermesin. Basit ibaresi suçun nitelikli olmayan halini ifade etmek için kullanılan teknik bir terimdir. Adam öldürme suçunun basit halinin cezası müebbet hapistir. 

Adam öldürme suçunun insanlığa karşı işlenmiş olması demek insan soyunun devamının tehlikeye düşmesi durumunu koruma amacıyla suç olarak bu eylemin tanımlanmış olmasını ifade eder. 

Kutsal kitaplarda ilk cinayet olarak kayıtlara geçen Hazreti Adem'in çocukları olan Habil ile Kabil arasındaki cinayet olayı dini açıdan affedilmeyen günahlar arasında yer alarak insan soyunu devamını garanti altına almaya çalışmıştır. İnsanın kutsal bir varlık olarak görülmesine dayanan din teorisi yanında toplumsal yaşamı düzenleyen ceza kanunları adam öldürme suçunu ayrı ayrı ağır yaptırımlara bağlamış ise de bu suç adli istatistiklere azımsanmayacak boyutlara ulaşmıştır.  

82. madde adam öldürme suçunun nitelikli halini düzenler. Nitelikli adam öldürme basit adam öldürmeye göre failin daha fazla ceza alması sonucunu doğurur. Kanunda bent bent sayılan bu halleri örmekle açıklamak gerekirse Özgecan olayında suçun failleri canavarca hisle veya eziyet çektirerek; bir suçu gizlemek hallerine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yargılanacaklardır.

Her ne kadar masumiyet karinesi ceza hukukunun genel prensibi ise de faillerin basına yansıyan ifadeleri suçun işlediklerine dair ikrarları suç şüphesini aleyhlerine çevirmektedir. 

83. madde adam öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesini düzenler. Buna göre cankurtaranın havuza düşen kişiyi kurtarmasına bu fiil örnek olarak gösterilebilir. Bu eylemin yaptırımı adam öldürme suçunun basit ve nitelikli haline göre verilecek haline göre indirilerek yaptırıma bağlanmıştır. 

84. ve 85. madde intihara yönlendirme ve taksirle öldürmeyi düzenlemiş olup konu gereği detaya girmiyorum.

Özgecan Olayı sadece nitelikli adam öldürme suçundan ibaret değildir. Burada sorgulanması gereken ayrıca cinsel istismar olayı da söz konusudur. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan özellikle nitelikli cinsel istismar suçu ayrıca yaptırıma tabi bir suç olup şüphelilerin bu konuda da yaptırım ile karşı karşıya kalma durumları söz konusu olacaktır. 

Adli yardım dosyaları ile bağlantılı olarak özellikle kadının korunmasına ilişkin koruna taleplerinde bulunan bir avukat olarak kadına karşı şiddetin toplum psikolojisi açıdan da incelenmesi gerektiği kanaatindeyim. Şöyle ki; Özgecan sırf cinsel tatmin ve bu suçun gizlenmesi amacıyla canavarca hisle ve delil karartma amaçlı adam öldürme suçunun mağduru değildir tartışmalı psikiyatrist Freud'a göre İlken benliğin ortaya çıkışının mağdurudur. Sadece cinsel ihtiyaçlarını saldıran ve hemcinsini bilinçli olarak ortadan kaldırmak için tereddütsüz olarak savaş çıkaran insanoğlunun bencilce doyurulması içgüdüsünün mağdurudur. Nasıl ki denizin ortasında aç kalan birey kurtulan diğer kazazedeleri yiyorsa Özgecan'ın canına kıyanlarda aynı gerekçe ile hareket etmişlerdir. İnsan zekası ne kadar ileri noktaya ulaştı ise de ilkel benliği ortadan kaldırmayı başaramayacaktır. 

Kadına karşı şiddetin olağan sayıldığı, rahmetlinin giyim tarzının ağır haksız tahrik sebebi sayılmaya çalışıldığı temelsiz savunma argümanı, toplumsal yaşamda bilinçaltına itilen cinsellik içgüdüsünün bu kadar basit ve aleni tartışılmadığı ortamlarda Özgecan olayı maalesef son olmayacak. Adalet Bakanlığı'na İnternet sitesi verilerine göre 25 binde 1 olan bu olayın toplumsal infiale ve faillerin lincine dair beklentiye dönüşmesi bu olayın toplumumuzun ruh sağlığının ne kadar bozulduğuna dair göstergelerden biri olarak tarihe geçecek. 

Allah rahmet eylesin.